YAŞZEDELERİN halinden YAŞ ZADELER anlamaz. YAŞZEDELER anlar.


Mehmet ERDİL’in kaleminden harika bir anlatım.

YAŞZEDELERİN halinden YAŞ ZADELER anlamaz. YAŞZEDELER anlar.Bir de irfan sahibi olanlar.

Siz,Temmuz maaşınızı aldığınızda, bir ay sonraki Ağustos maaşınızı alamayacağınızı, biliyorum ki, hiç aklınızdan geçirmezsiniz. Bu yüzden, kendinizden evvel ihraç edilenler hakkında; mutlaka gizli bir örgütlenme içerisinde olduklarını düşünürdünüz. Çünkü, ben de bu kanaat içerisinde idim. Başıma geldiğinde ve bunun böyle olmadığını anladığımda, bu zannımdan ötürü, hiç bir şey ifade etmeyen, büyük pişmanlık ve hicap duymuştum.

İhraç’ın, Tıpkı bir kaza gibi geliyorum demediğini, öncelikle yedeğinizde tutmalısınız. çünkü bunun en ufak emaresi ve belirtisi ve de önlemi yoktur. İhraç sizi, belki, müsademeden birliğinize yeni dönmüş ve dağın tozlarını üzerinizden silkelerken bulur. Belki, eğitimde birliğinizin başında bir sabah sporunda, belki bir atışta, belki,hastanızı muayene ettiğiniz revirde, belki bir ameliyat masasında, belki, duruşma sonrası cüppenizi portmantoya asarken, belki, karakolunuzda görevlendirme yaparken, devriyeleri çıkartırken, belki, cezaevinden mahkum sevki yaparken, belki bir gemide dümen başında, belki, güvertede seyir halinde iken, belki araçları kademede tamir ederken, tank’ın paletlerini sökerken, belki Kandil sortisinden dönerken… bulur.

ben, lavabodan çıkmıştım… kurulamadığım ellerimi ovuştururken, arkadaşlar, sonradan bunun gün boyu sürdüğünü söylemişlerdi. O gün, ulak bir heyecanla size doğru koşar. çivi gibi önünüzde çakıldığında verdiği selamın, alacağınız son selam olduğunu düşünemezsiniz… Komutan çağırıyor der… Kapı vurup girdiğinizde, vereceğiniz selamın da son selam olduğunu anlayamazsınız. Ve sonra evinize gün ortası vakitsiz döndüğünüzde, ve son kez eğilip botlarınızın bağını çözdüğünüzde hep cevabını bilemediğiniz sorular beyninizde kaynarken, eşinizle o gün bir tuhaf göz göze gelirsiniz. Kısa pantolonunuzu çıkartıp haki elbiseleri giydiğiniz o çocukluk gününden, kısa pantolonlarıyla etrafınızı saran kendi çocuklarınıza kadar o zaman aralığının nede çabuk bittiğini hayal edersiniz. Ve bu çirkin, kalleş, adaletsiz, hukuksuz, antidemokratik bitişe sessizce haykırırsınız. nedenini, niçinini soracağınız ve cevabını alacağınız hiç bir kişi ve makamı ülke sınırları içerisinde bulamazsınız… çaresiz göç hazırlığına başlarsınız.

Dışarıda hiç bilmediğiniz hayat sizi bekler. Aziz dostlar; bu aşamadan sonra yapacağınız hiç bir şey yoktur. Üniforma sırtınızda yapamadığınız şeyi dışarıda yapamazsınız. Bu, yargısız olan büyük haksızlığı, öncekiler olarak bizler yaşarken, sizler hiç bir şey yapmadınız, iki satırda olsa yazmadınız, bir an bizim yerimize kendinizi koymadınız, ilgili yerlere bir çift söz söylemediniz, bize dokunmayan yılan bin yaşasın vaziyetini tercih ettiniz.

Dışarda dostlarınızın çok olacağı yanılgısına sakın düşmeyiniz. Allah yar ve yardımcınız olsun. Aramıza şimdiden hoş geldiniz, sevgili kaderdaşlarımız.

Mehmet ERDİL

Yorum bırakın